Arıcılık ve bal üretimi Aydın için bu kadar çok önem taşımasına rağmen yerel ve ulusal basında Aydın’da sık sık toplu arı ölümleri ile ilgili haberlere rastlamaktayız. Bunlardan bazıları şunlardır; Aydın’da Toplu Arı Ölümleri (25.8.2009 / 2.5.2013); Aydın’da Şaşırtan Arı Ölümleri, Kimyasal İlaçlama Arıları Öldürüyor (8.4.2014); 450 Kovan Arı JES’lerin Saldığı Gazdan Zehirlenerek Öldü (2.2.2017); Aydın Ovasında Arı Tabutları (5.2.2017); Toplu Arı Ölümleri Korkutuyor (28.10.2018); Zehirlenen Arılar Çırpına Çırpına Telef Oldu (26.2.2019); Aydın’da Bilinçsiz Tarımsal İlaçlamaların Neden Olduğu Arı Ölümleri Devam Ediyor (7.3.2019); Aydın’da 10 Günde 10 Bin Kovan Arı Telef Oldu (23.4.2019); JES’ler Nedeni İle Aydın’da Arılar Ölürken, Küba’da Artıyor (30.4.2019); Aydın’da Arı Ölümleri Devam Ediyor (6.5.2019).
Bu haber başlıklarına baktığımızda Aydın’da arı ölümleri genelde bilinçsiz şekilde yapılan tarımsal ilaçlama-gübreleme, JES’lerin saldığı zehirli gazlara, hava kirliliğine, madenlerden çıkan tozlara bağlı meydana gelmektedir. Peki arıları toplu şekilde öldüren bu çevresel faktörler arıların ürettiği ürünler üzerine ne tür etkiler yapmaktadır? İşte bu yazımızda bu soruya cevap bulmak amacıyla dünya, Türkiye ve Aydın’da yapılan bilimsel araştırmaları inceledik. Çıkan sonuç şu şekildedir; Çağımızda endüstrinin hızla gelişmesi ve yaşam standartlarının yükselmesiyle, her gün yüzlerce kirletici doğaya salınmakta, çevre kirliliğinin artmasına neden olmakta, bu da ekosistemde çeşitli olumsuz etkilere yol açmaktadır. Doğadaki bu olumsuzluklardan dolayı çevresel kirleticilerden, ağır metaller toksik etkileri ve doğada ve biyosferde birikmeleri nedeniyle önemli bir yere sahiptirler. Toprakta ve sularda ağır metallerin birikmesi çevre ve canlı sağlığı açısından risk oluşturmaktadır.
Çevreye yayılan bu toksik maddelerden, dolaylı olarak bal arıları da etkilenmektedir. Çevre kirliliğine sebep olan atık ve toksik maddeler bitkiler tarafından emilerek bünyelerinde depolanmaktadırlar.
Arılar her türlü çiçekli bitkiden nektar ve polen topladıkları için, bitki bünyesinde biriken ağır metaller arıların vücutlarında, ballarında ve diğer ürünlerinde toksik ağır metal konsantrasyonunun artmasına neden olmaktadır.
Çeşitli gıdalarla insanlara taşınabilen yüksek oranlardaki ağır metal kirliliği, doku ve organlarda yayılarak karaciğer, böbrekler ve diğer dokularda birikmekte, çeşitli hastalıklara ve ölümlere neden olabilmektedir. Ağır metaller mutajenik, karsinojenik, teratojenik etkilere sahiptirler.
İnsanoğlu tarafından yüzyıllardır besin kaynağı olarak kullanılan bal, en çok bilinen ve tüketilen arıcılık ürünüdür. Bal temel olarak besin maddesi ve enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Polen, propolis ve petek diğer arıcılık ürünleridir. Arı ürünleri ağır metal kirliliğine maruz kalan önemli gıda maddelerindendir. Dünya ve Türkiye’de yapılan araştırmalarda özellikle yoğun trafik ve sanayi bölgelerinin bulunduğu ortamlarda üretilen arı ürünlerinde ağır metal düzeyleri oldukça yüksek olarak saptanmıştır.
İtalya’nın Roma şehrinde trafiğe yakın alandaki kovandan alınan bal, polen ve propoliste ağır metal birikiminin, diğerlerine göre daha fazla olduğunu gözlemlemlenmiş.
Polonya’nın Wrocław şehrindeki balda kurşun miktarı Polonya standatlarına göre maksimum kabul edilebilir sınırdan iki kat yüksek belirlenmiştir.
Tokat ilinde 2009 yılında yapılan çalışmada trafikten dolayı Kadmiyum metalinin arı ürünlerinde önemli sayılacak düzeyde kirlilik oluşturduğu belirtilmiştir. Kurşun birikimine en çok propoliste; Bakır-Çinko-Demir-Kadmiyum-Krom ve Mangan birikimlerine ise en çok polende rastlanılmıştır.
Kayseri’de yapılan çalışmada incelenen bal örneklerinin içerisinde metal konsantrasyonlarının en fazla olduğu kovanların yerleşim bölgelerine yakın ve trafiğin ve endüstrinin yoğun olduğu bölgelerde belirlenmiştir.
Adnan Menderes Üniversitesinden Sema Bakırcı 2019 yılında “Aydın İlinde Üretimi Yapılan Bazı Arı Ürünlerindeki Ağır Metal Düzeylerinin Karşılaştırılması”adlı tez çalışması yayınladı. Bu çalışmada Aydın’da arıcılığın daha yaygın olarak yapıldığı Efeler(Yılmazköy),Nazilli(İsabeyli-Kocakesik), Söke(Ağaçlı), Kuşadası(Güzelçamlı), Çine(Yolboyu), İncirliova(Erbeyli), Germencik(Çamköy), Bozdoğan(Altıntaş), Köşk(Çarşı), Koçarlı(Cincin) ve Karpuzlu(Ulukonak) ilçelerinde bulunan kovanlardan alınan bal, polen, propolis ve petek örneklerinde ağır metal düzeyleri ölçülmüştür. Elde edilen ortalama değerler, Dünya Sağlık Örgütü’nün(WHO) belirtmiş olduğu tolere edilebilir sınırlar göz önüne alınarak değerlendirilmiştir.
Her bir kovandaki bal, polen, propolis, petek örnekleri kendi aralarında karşılaştırıldığında, Lityum-Berilyum-Krom-Demir-Kobalt-Çinko-Tellür-Baryum-Kurşun-Uranyum için incelenen arı ürünleri içerisinde en yüksek değerin genel olarak propolise, Bor-Mangan-Bakır-Rubidyum için en yüksek değerin polene ait olduğu gözlenmiştir.
Çalışma sonuçları genel olarak değerlendirdiğimizde arı ürünleri arasında en fazla ağır metal birikimi görülen ürünün “propolis” olduğu gözlenmiştir.
Propolis’ten sonra en fazla ağır metal tutan arı ürünü polendir. Polendeki birikimin en büyük sebebinin çevresel faktörler olduğu düşünülmektedir. Arıların nektar toplamak için yaklaşık 3 km yarıçaplı bir alanda dolaştıkları bilinmektedir. Bu da bir kolonideki arıların bu alanın içerisindeki her türlü fabrika, hayvansal gübre, sanayi atıkları, metal, demir çelik işletmeleri, lağım, inşaat, trafik gibi faktörlerden bitkiler aracılığıyla etkilendiklerini, bitkilerin çevreden aldıkları ağır metalleri ürünlerine yansıttıklarını göstemektedir.
Çalışmada incelenen bal, polen ve propolis örneklerinde; Kurşun düzeylerinin polen; propolis ve petek örneklerinde Kurşun ve Çinko düzeylerinin; polen örneklerinde Bakır ve Kadmiyum düzeylerinin WHO’nun belirlediği tolere edilebilir sınır değerlerin üzerinde oldukları tespit edilmiştir.
Temel endüstrilerden çevreye bırakılan ağır metallere bakacak olursak;
KURŞUN: Kağıt-Petrokimya-Klor alkali-Gübre san.-Demir çelik-Enerji üretiminden, ÇİNKO: Petrokimya-Klor alkali-Gübre san.-Demir çelik-Enerji üretiminden, BAKIR: Kağıt-Gübre san.-Demir çelik-Enerji üretiminden,
KADMİYUM: Petrokimya-Klor alkali-Gübre san.-Demir çelik-Enerji üretiminden salınmaktadır.
Aydın’da bal, polen ve propolis örneklerinde WHO’nun belirlediği sınır değerlerin üzerinde Kurşun, Çinko, Bakır ve Kadmiyum ağır metal kirliliği yapabilecek en önemli temel endüstiyel kuruluşlar Gübre sanayi ve Jeotermal kaynaklara bağlı enerji üretimidir.
Jeotermallerin saldığı gazlar ve akışkanlarlar içinde bulunan Bor, jeotermallerin en fazla saldığı ağır metallerin başında gelmektedir. Araştırmada ölçümü yapılan arı ürünleri arasındaki propolis içinde en fazla Bor’un ölçüldüğü ilçeler Germencik, İncirliova ve Efeler Yılmazköy’dür. Propolis ise arı ürünleri arasında en fazla ağır metal birikimin olduğu üründür. Bu ilçeler Aydın’da en fazla jeotermallerin bulunduğu, çok yoğun akışkan ve gaz salınımın, etkisinin yaşandığı yerleşim yerleridir.
Çalışmanın yapıldığı ilçelere, bu ilçelerde kovanların yerleştirildiği konumlara, bu kovanlarda bal-polen-propolis örneklerinde ölçümü yapılan ağır metal seviyelerin en yüksek çıktığı ilk beş ilçedeki sonuçları değerlendirdiğimizde, bu ilçelerde ölçümü yapılan ağır metal kirliliği yapabilecek temel endüstriyel kuruluşlar-trafik-yaşam ortamların neler ve nasıl olduğuna baktığımızda, Aydın’da bal-polen-propolis bal örneklerinde ağır metal kirliliği yapan en önemli sebeplerin sırası ile Trafik>Maden işletmeleri>Jeotermal santraller olduğu görülmektedir.
Araştırmada ölçümü yapılan arı ürünlerine ağır metallerin en fazla propolisin bünyesinde birikmesi, bal ve petekte daha az ağır metal biriktirmesi nedeniyle bal ve peteğin, propolis ve polene göre daha güvenle tüketilebileceği sonucuna varılmıştır.
Sonuç olarak arıların geniş bir alan içerisinde bulunan nektar ve polen kaynaklarından üretim yaptıkları göz önüne alındığında, kovanların yerleştirildiği alanlarda yoğun araç trafiği, asfalt alan, sanayi bölgeleri, jeotermal santraller, maden işletmeleri gibi arı ürünlerinde ağır metal kirliliğine yol açacak herhangi bir etmen olmamasına yada bu tarz işletmelere yaşam ve gıda üretim alanların olduğu bölgelerde kurulumuna izin verilmemesine dikkat edilmelidir.
|