70 bin arıcı üyeleri bulunduğunu, Arıcılık Kayıt Sistemi'ne
kayıtlı 8 milyon arı kovanı olduğunu belirtti.
TÜİK verilerine göre, yıllık 104 bin ton bal üretildiğini anlatan
Şahin, Türkiye'de üretilen balların uluslararası yarışmalarda derecelerin yüzde
70'ini topladığını aktardı.
Türk balının bu kalitesine rağmen yurt dışında yeterince pazar
bulamadığına dikkati çeken Şahin, şöyle konuştu:
"Ballarımızı dış pazara satmada istediğimiz başarıyı
gösteremiyoruz. Bunun çözümü için bölgesel olarak üretilen ballarımızın
kimliklendirilmesi gerektiğine inandık. Bu kapsamda kestane, narenciye, ayçiçeği,
pamuk ve geven balımızın kimliklendirme çalışmaları sürüyor. Biz kendi
bölgesinde üretilen bu balları kimliklendirmiş olacağız. Dış pazara
çıktığımızda benim geven balımın kimliği şu diyebilmemiz lazım. Şimdiye kadar
bunu yapamadık. Bu çalışmayla arıcımızın ve bal sektörünün önünü açmaya
çalışıyoruz. Bu kimliklendirme çalışması bitince yurt dışında da istediğimiz
yere geleceğiz. Çam balının kimliklendirmesi ise bitti, kodekste şu anda
tartışılıyor."
Şahin, Türkiye'de kişi başı yıllık yaklaşık 1 kilogram bal
tüketildiğini dile getirerek, Türkiye Arıcılar Birliği logosunun bulunduğu
balların garantili olduğunu ifade etti.
YURT DIŞINA YÜZDE 99 ÇAM BALI İHRACATI
Şahin, Türkiye'nin yurt dışından bal satın almadığını ancak arı
sütü, polen ve propolis gibi arı ürünleri aldığını, Türk arıcısı olarak bu
ürünleri de üretmeye talip olduklarını belirtti.
Yurt dışına daha çok çam balı ihraç edildiğine değinen Şahin,
"Biz yurt dışına yüzde 99 çam balı ihraç ediyoruz. Dış ticarette bu
devamlılığın sağlanması için piyasaya daha fazla çam balı sunmalıyız.
Ürettiğimiz 104 bin ton balın 45 bini çam balı. Biz dış pazara her zaman 50 bin
ton bal ayırmalıyız ki rekabet imkanımız olsun. Bunun için de çam balı üretim
alanlarının genişletilmesi gerekiyor. 100 bin hektar olan çam balı alanımızı
200 bin hektara çıkarmalıyız, üretimimizi de 100 bin tona getirmeliyiz. Bunun
için bir projemiz var, bunu Bakanlığımıza sunduk." dedi.
"BAL ÜRETMEK İÇİN DE DOĞAL ALANLAR OLUŞTURALIM"
Şahin, Türkiye'deki kovanların kayıt altında olduğunu ancak
Türkiye Arıcılar Birliği olarak kovanların ötesinde balların kayıt altına
alınmasını istediklerini aktardı.
Türkiye'de çok fazla kovan olduğunu vurgulayan Şahin, şöyle devam
etti:
"15 yıl önce bizim 3,5 milyon kovanımız vardı. Kovan başı bal
üretimimiz 19-20 kilogramdı. Bugün 8 milyon kovanımız var, şu an kovan başı bal
üretimiz 14-15 kilogram.
Demek ki bizim kovan sayısını yükselterek bal üretimini artırmamız mümkün
değil. Yataya çalışalım istiyoruz artık, bal üretelim. Bal üretmek için de
doğal alanlar oluşturalım. Organik üretim yapanlara saygı duyuyorum ancak
Türkiye'de organik alan çok sınırlı. Bizim önceliğimiz sıfır toleranslı, doğal
alanlarda üretilmiş doğal bal. Yani arının ürettiği, arıcının yardımcı olduğu
bal. Biz doğal balı referans alıyoruz. Doğal bal nasıl olur bunu belirtiyoruz.
Sahte ballarla mücadelede en etkili yol polisakkaritler. Bu konuda bir projemiz
var. Bu proje için destek aldık, 'şu bal şununla beslenmiş, bu doğaldır, bu
doğal değil' gibi ayrıştıracak bilimsel altyapıyı oluşturmaya
çalışıyoruz."
Her üretim alanının diğer alanlara saygılı olması gerektiğine
dikkati çeken Şahin, arıya ihtiyacı olan meyve bahçelerinin bol bol
ilaçlandığını ve bu nedenle çok sayıda arının zehirlendiğini ve öldüğünü
sözlerine ekledi.
http://gorunumgazetesi.com.tr/haber/59720/ballara-kimlik-geliyor.html |