İlki, kanat çırptıkça rüzgârın çıkardığı sestir. Bu ses yalnızca arılara özgü değildir. Uçan böceklerin çoğu buna benzer bir ses çıkartır. Üretilen sesin perdesi kanatların çırpma hızı ile orantılıdır. Kanatlar hızlandıkça sesin perdesi artar. İkincisi, arıların çoğu genellikle gövdesi tüylü iri arı (Genus bombus), çiçeklere konmadan önce kanat kaslarını ve vücutlarının orta kısmını (toraks) titreştirirler. Bu hareket polenlerin anter’den (ercik başı) böceğin gövdesinin üzerine düşmesine yol açar. Polenlerin bir kısmı arının gövdesinin üzerinde kalır ve arı ikinci çiçeğe konduğu zaman tozlaşma sağlanmış olur. Arı ayrıca polenlerin bir kısımını arka ayaklarındaki sepete benzer kısımda kovana taşıyarak larvalarını besler. Balarısı daha sessiz İri arıların polenleri düşürmek için kanatlarını titreştirirken çıkardığı ses oldukça yüksektir. Balarılarının ise (genus apis) bu tür bir becerisi yoktur; polenlerini genellikle sessiz sedasız bir şekilde toplar. Bazı bitkiler kanatlarını titreştirerek polen toplayan arılara daha iyi uyum sağlamıştır. Sözgelimi domatesler ve yeşil biberler polenlerini tüp şeklindeki anterlerinin içinde saklarlar. Arı çiçeklerini sarstığı zaman polenler düşer. Sonuç olarak iri arılar bu ekinleri balarılarından daha başarılı bir şekilde tozlaştırırlar.
|