Tarımsal ilaçlardan kaynaklandığı öne sürülen toplu arı
ölümlerinin önüne geçmek için bilimsel çalışma yapan Türkiye Arı
Yetiştiricileri Merkez Birliği, bu tür ilaçların kullanımının kontrol altına
alınmasını istiyor.
Türkiye'nin bazı illerinde meydana gelen toplu arı ölümleri
üzerine çalışma yürüten Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği, çeşitli
üniversitelerden oluşan bilimsel ekiple arazide analiz yaparak bir rapor hazırladı.
Birlik Başkanı Ziya Şahin, bu rapora ilişkin yaptığı
açıklamada, arı varlığı ve bal üretiminde Türkiye'nin dünya ülkeleri arasında
önemli bir konuma sahip olduğunu belirterek, zirai ilaçların yol açtığını
saptadıkları toplu ölümlerle ilgili acil tedbir alınması gerektiğini söyledi.
Şahin, son yıllarda arı ölümlerinin yaşandığı bölgelere
çeşitli üniversitelerde görev yapan bilim kurulundaki öğretim üyelerini
göndererek inceleme yaptıklarını ve bu çalışmaları raporlayarak Tarım ve Orman
Bakanlığına gönderdiklerini ifade etti.
"Arı ölümleri ile yakından ilgileniyoruz"
Türkiye'nin değişik bölgelerinde yaşanan arı ölümleri ile
çok yakından ilgilendiklerini ve bal üreticisinin mağdur olmaması için çaba
harcadıklarını kaydeden Şahin, "2017 yılında ilk arı ölümleri Adana'da
başladı. Mısır tarlalarına kaplama tohum ekilmesi ve bunların zehirle entegre
edilmesi nedeniyle arı ölümleri başladı. Daha sonra Trakya'da ayçiçeğinde
ölümler başladı. Buradaki ölümler araştırıldı ve analizleri yapıldı. Daha sonra
Şanlıurfa ve Bursa'daki meyve bahçelerinde ölümler yaşandı." dedi.
AB ülkelerinde yasak
Arı ölümlerinin yaşandığı tüm bölgelerde bilimsel ekibin
analiz yaptığına işaret eden Şahin, şöyle devam etti:
"Neonikotinoid grubu ilaçlar artık bizim canımızı
yakıyor. Hiç ipe un sermeye gerek yok. Arı ölümlerinin nedeni bellidir. Ölümler
arı hastalıklarından değil, kitlesel ölümler tamamen zirai ilaçlardan
kaynaklanmaktadır."
Avrupa Birliği ülkelerinde neonikotinoid grubu 3 ilacın
kullanılmasının sera altı dışında yasaklandığını anlatan Şahin, bu ilaçların
Türkiye'de kullanılmasının gözden geçirilmesi ve yasaklanması gerektiğini
vurguladı.
"Yılda 200 bin arı kovanı kaybediyoruz"
2019 yılında arı ölümleri ile karşılaşmak istemediklerini
vurgulayan Şahin, şunları söyledi:
"Bizim artık canımız yanıyor. Yılda 200 bin arı kovanı
kaybediyoruz. Kovanlarımızı tarlalarda bırakıyoruz. Bu konuda Türkiye Arıcılar
Birliği olarak raporlarımızı bakanlığımıza sunduk. Umut ediyorum ki 2019
yılında pestisitlerden bir tek arımız ölmeyecek. 2011 yılında aslında iyi bir
çalışma yapıldı. Bazı kaplama ilaçlar yasaklanmıştı. Son iki yıldır bu ilaçlar
tekrar kullanılmaya başlandı. Bununla ilgili de elimizde raporlar var. Bu
ilaçların kullanılmasıyla arı ölümleri başladı. Ama ben umut ediyorum 2019
yılında arı ölümleri olmayacak."
Ülke genelinde 2019 yılında arı ölümleri ile toplu
mücadeleye başlayacaklarını aktaran Şahin, arıcıların besleme ürünlerini çok
iyi irdelemesi gerektiğine de işaret etti. Şahin, piyasada arı beslemesi adı
altında satılan ilaçları alıp kullanmamalarını, arıcıların birliklerden görüş
almalarını istedi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü
Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin Duru ise son dönemlerde yaşanan arı ölümlerinin
daha çok ayçiçek, pamuk, susam, mısır ve narenciye gibi kültür bitkilerinin
nektar kaynağı olarak kullanıldığı sahalarda görüldüğünü kaydetti.
2007 yılında olduğu gibi bu yıl da haziran-ağustos arasında
da toplu arı ölümlerinin endişe verici düzeyde yaşandığını anımsatan Duru, bu
problemin, Trakya Bölgesi'nde ve Anadolu'da özellikle ayçiçek, kanola ve pamuk
balı üretimi dönemlerinde yaşandığını söyledi.
"Problem tarım ilaçlarında"
Özellikle Çukurova ve Harran bölgesinde pamuk balı
üretiminde de yaşanmış olmasının bu problemin tarım ilaçlarından kaynaklandığı
savını kuvvetlendirdiğini vurgulayan Duru, şöyle konuştu:
"Çam balı, kestane balı, geven balı, yayla balı, kekik
balı üretimi gibi tarımsal faaliyetlerden uzak bölgelerde arıcılık tarımında
toplu arı ölümlerinin görülmemesi, yaşadığımız bu problemin tarım ilaçlarından
kaynaklandığı düşüncemizi destekleyen başka bir göstergedir. Ayçiçek
tohumlarının tel kurtları ve boz kurtlara karşı kullanılan ve
neonikotinoidlerden imidacloprid içeren ilaçlar, bitkinin yaprak çiçeklerine
kadar ulaşmakta ve maalesef arı ve diğer kanatlıların ölümlerine yol
açmaktadır. Zirai ilaçlarının tohumdan veya kökten verilmesi arı ölümlerini
azaltmaz, esas olanın ilacın salınım süresi ve etki ettiği spektrumun
boyutudur. Yapılan bilimsel araştırmalar bu düşüncemizi desteklemektedir."
Problemin sadece ayçiçek tohumlarında kullanılan ilaçlardan
da kaynaklanmadığını belirten Duru, halk arasında ot ilacı olarak bilinen
herbisitlerin gereğinden fazla kullanılmasının hem yer altı su kaynaklarını
kirlettiğini hem de tarım alanlarında üretilen bitkilerin kirlenmesine ve
arılar başta olmak üzere birçok canlının yaşamını tehdit ettiğine vurgu yaptı.
Duru, Avrupa Birliği'nin neonicotinoid grubu ilaçları arılar
için yüksek toksisiteye sahip olması, arılara, arı ürünlerine ve çevreye zarar
vermesi nedeniyle 2013 yılında seralar ve kış tahılları dışında kullanımını
yasakladığına değindi.
Laboratuvar ortamında yapılan kimyasal analizlerde toplu
ölümlerde arıların vücutlarında aşırı miktarda ilaç kalıntısı olduğunun
belirlendiğine işaret eden Duru, "Bu durum Avrupa Birliğince bu ilaçların
yasaklanmasına gerekçe olarak gösterilmektedir. Bu tür ilaçların tarımsal
faaliyetlerde yaygın kullanımı, ilaçların kolayca havaya, toprağa ve su
kaynaklarına ulaşmasına imkan sağlamakta, arılar ve çevre için de tehdit
oluşturmaktadır. " diye konuştu.
Tüm canlı yaşamı tehdit altında
Toplu arı ölümlerinin doğada tüm canlıların yaşamının tehdit
altında olduğunu gösterdiğini de belirten Duru, bu durumun, biyolojik döngünün
son noktasında olan insanların sağlığının tehdit altına aldığını, bir an önce
tedbir alınması gerektiğini kaydetti. Duru, daha sağlıklı bir nesil yetiştirmek
için doğayı ve besinleri kirleten kimyasalların kullanımlarının ivedilikle
yasaklanması veya kullanımlarının kontrol altın alınmasına ihtiyaç olduğunu
sözlerine ekledi.
https://www.dunya.com/sektorler/tarim/toplu-ari-olumleri-hastaliktan-degil-zirai-ilaclardan-haberi-431421 |