Arıcılığın karşı karşıya kaldığı tehditleri aktaran Gönül, “Yaklaşık 10 yıldır profesyonel arıcılık yapmaya çalışıyorum.
Muğla’dan ödülle dönmek büyük onur oldu. Biz bu kalitedeki balların korunması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de endüstriyel tarımın sonlandırılması, üreticilerin ve tüketicilerin bilinçlenerek kooperatifler etrafında bir araya gelmesi gerektiğini savunuyoruz” dedi.
Türküleri ile UNESCO’nun kültür mirası listesine giren Arguvan’ın adını kaliteli bal ile duyurmanın ve bu balı üretmenin önemine dikkat çeken Gönül, “Endüstriyel tarımın hızla çoğalması arılara büyük zarar veriyor. Aynı şekilde doğaya zarar verdiği için kaliteli balı üretmek kolay değil. Endüstriyel sistemde glikozlu, hileli ballar ucuz fiyatlarla piyasaya sürülüyor. Sahte bal ve glikozların bal diyerek satıldığı ve insan sağlığına zarar verdiği bir dönemde Arguvan’ın doğallığı bozulmamış yaylalarında en doğal balı üretmeyi tercih ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Para kazanma hırsının yurdun en ücra köşelerinin talan edilmesiyle sonuçlandığını kaydeden Gönül, Arguvan’ın henüz bozulmamış doğasında hem bal hem diğer ekolojik gıdaların üretilmesinin önemli olduğunu belirtti.
“Arguvan’da üretilen bal ve kayısı, dut pekmezi, pestil, tarhana, bulgur, peynir vb ürünlerde üreticinin kooperatifleşmesinin endüstriyel tarımın saldırısına karşı durmak açısından gerekli olduğunu düşünüyoruz” diyen Gönül, “Bu ürünleri Arguvan’da yaşayan halkın üretmesini ve emeğinin karşılığını almasını, Arguvan dışında yaşayanların doğal ürünleri tüketmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Ayrıca sahte bal sadece insan sağlığı ile oynamıyor, doğal balın piyasada yer almasını da engelliyor” dedi.
***
Doğal bal üretimi gittikçe zorlaşıyor
15 yaşından beri baba mesleği olarak arıcılık yapan Erol Çiftçi ürettiği doğal balı hiçbir aktar, toptancı ya da market vb yere vermediğini belirtti. Çiftçi, “Toptan bal 13 lira. İster şekerli olsun ister organik işinize gelirse diyorlar. Bunun için aracısız şekilde tüketiciye ulaşmanın yollarını arıyoruz” dedi. “Bal çok kompleks bir konu. Her balın fiyatı da aynı olmamalı” diyen Çiftçi, “Örneğin pamuk balı değeri çok düşük bir baldır. Kilo fiyatına 30 lira çoktur. Ama meşe balı, yayla balı, sütlüğen balı, kestane balı içerik olarak çok yüksektir ve 100 lira azdır. Türkiye’de bal üreticisi de tüketicisi de balın ne olduğunu ve değerini bilmiyor. Bilinçli üretici ve tüketicinin olduğu bir oluşum gerekiyor” ifadelerini kullanıyor.
https://www.birgun.net/haber-detay/arilarin-ve-balin-korunmasi-icin-kooperatifler-gerekiyor-235101.html