Bingöl'de son günlerde yaşanan toplu arı ölümleri, kışa hazırlık yapan üreticileri endişelendirmeye başladı.

Türkiye'nin bazı şehirlerinde, Bingöl'de ani yaşanan toplu arı ölümleri, bal üreticilerini endişelendirirken arı ölümleri nedeniyle bazı üniversitelerden uzman akademisyenlerden oluşan bir heyet inceleme yapmak üzere Bingöl'e geldi.

Arı ölümlerinin incelenmesi için görevlendirilen akademisyenlerden;  Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Aydın, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Halil Yeninar, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Aziz Gül, Türkiye Arıcılar Birliği Genel Başkan Yardımcısı Kazım Doğan, Bingöl Üniversitesi Öğretim Görevlisi Münire Turhan ve Buket Arıcı ile Araştırma Görevlisi Sıraç Yavuz oluşan kente yaşanan toplu arı ölümlerini yerinde inceledi.

"Arı ölümleri ciddi bir soruna benziyor laboratuvar sonuçlarıyla ortaya çıkacak"

Arı ölümleriyle ilgili olarak heyet adına açıklama yapan Prof. Dr. Levent Aydın, sadece Bingöl'de değil, Türkiye genelinde arılarda azalma görüldüğünü belirterek Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliğinin isteği üzerine değişik üniversitelerden uzmanlarla doğu bölgesinde incelemeler yapmak üzere buraya geldiklerini söyledi.

Arı sayılarının azalmasını takip etmek ve numune almak için geldiklerini belirten Aydın, "Elazığ, Bingöl, Tunceli ve Malatya illerinde incelemelerde bulunacağız. Arıların pek dirençli olmadıklarını ve örnek nümeler almak için bölgeye geldik.  Sanırım ciddi bir soruna benziyor ama laboratuvar sonuçları çıktığında daha da belli olacak. Bunun dışında, ciddi olarak gördüğümüz kovanların gücünün çok zayıfladığı,  hatta ölüm oranlarının normal hudutlarının üzerine çıktığını görmekteyiz. Hem numunelerimizi alacağız hem de döndüğümüzde çalışmamızı bir rapor halinde hem Türkiye hem de Bingöl Arı Yetiştiricileri Birliğine bir rapor sunacağız." dedi.

"1973 yılından beri arıcılık yapıyorum böyle bir hastalık görmedim"

Bingöllü Arıcılardan Nusret Çağlayan (57) da 1973 yılından beri arıcılık yaptığını belirterek böyle bir hastalıkla karşılaşmadıklarını söyledi.

Yaz aylarını Bingöl yaylalarında geçiren ve kışlatmak için arılarını Muğla'ya götürmeye hazırlanan üretici Çağlayan, 45 yıllık arıcılık hayatında ilk defa böyle bir durumla karşılaştım. Arılar durduğu yerde kendi kendine bitiyor. Daha önce birçok arı ölümleri gördük, zehirlenmeden, yavru çürüklüğünden ölen arıları gördük. O hastalıkların tedavisi çok basitti. Yaklaşık 2 aydır bütün imkânlarımıza rağmen bu hastalığa çare bulamadık.  Arı hastalığıyla ilgili yetkililerin bir çare bulmasını istiyoruz.  Arı ölümlerini durdurmak içinde ilaç yardımını istiyoruz.  Bir önlem alınmazsa hiçbir arımız kalmaz." İfadelerini kullandı.

"Yüzlerce insan arıcılıktan ekmek kazanıyor"

Babadan kalma arıcılığı mesleğini yıllardır sürdürmeye çalıştıklarını ifade eden Çağlayan, Şu an buradaki harmanında bulunan 700 kovandan 250'sinin içindeki arı tamamen bitti. Bu hastalığa çare bulunmazsa tüm arılarımızı ölür bir şey kalacağına inanmıyorum.  Bir an önce ölüm nedenleri bulunup bir çare ve yardım bulunmasını itiyoruz. Birçok arkadaşın geliri arıcılıktan geliyor. Bu hastalığa çare bulunmazsa yüzlerce kişi işsizler sınıfına dahil olur buda büyük olur." diye konuştu. 

"Arıcılar için bu yıl bir afettir"

Arıcılardan Alaattin Bucuka da sezonun iyi geçmesine rağmen arıların randıman vermediğini belirterek şunları söyledi:

"Bu yıl gerçekten görülmemiş bir afet var. Genelde sene güzel geçti. Arılar randıman vermedi, meyve, sebze randıman vermedi. 130 kovanımdan şu anda 50-60 kovanlık arı kalmış. Arı, bu sene çok büyük bir kayıp verdi. Arıcılık bu yıl büyük kayıpta, 45, 50 yıldır bu mesleği yapıyoruz, böyle bir felaketle karşılaşmadık. Bu durum olağanüstü bir durumdur.  Bu afet, Cenabı Allah tarafından gelen büyük bir musibettir, inanıyorum ki kıyametin alametlerindendir.  Bunun için bir çözüm bir çare bulunması gerekir. Birlik ve yetkililer bize destek olmaları gerekir, diye düşünüyorum, yoksa benim gibi binlerce arkadaş mağdur olacak." 

(Nihat Kanat)