20 Mayısın
arılara adanmış bir gün olması nedeniyle, tüm bal, arı ve çevre sevdalılarına
selam ve saygılar sunarak konuşmasına başlamıştır.
Dünya Arı Günü
etkinlikleri; özellikle 2008 yıllarında Amerika’dan başlayarak tüm dünyaya
yayılan toplu arı ölümleri sebebiyle insanların farkındalığını arttırmak,
arıların ekolojik denge üzerindeki önemine dikkat çekmek amacıyla Kanadalı bir
aktivistin (Clinton Ekdahl) öncülüğünde 2 Haziran 2009 tarihinde başlatılan
imza kampanyasıyla 29 Mayıs 2010 tarihinde dünya çapında kutlanmaya başladığını
belirten ŞAHİN; ülkemizde de “Yaşam İçin Arılar” sloganıyla her yıl bu
kutlamalara Birlik olarak katılarak, destek vermekte ve arıların önemine dikkat
çekmeye çalıştığını belirtmiştir.
Dünya Arı Günü
Etkinlikleri ülkemizde ilk olarak 2010 yılında Ankara’da “Altın Yağmur” sloganıyla başlatılmıştır. Bu etkinliklerle geleceğin
arıcıları olarak düşünülen genç neslin arıcılığı sevmesi, arıyı ve doğayı
koruması için bilinçlendirilmesi hedeflenmiş ve bu konuda çeşitli etkinlikler
ve yarışmalar düzenlenmiştir.
Bilindiği gibi
Arıcılık doğaya ve çevreye zarar vermeden doğayı koruyarak, doğaya katkı
sunarak yapılan bir üretim faaliyetidir. Bu çerçevede Arıcılık geleceğin en
önemli sürdürülebilir tarım faaliyetlerinden biri olarak durmaktadır. Türkiye
bir tarım ve hayvancılık ülkesidir. Mera alanlarında arı olmazsa olmazdır. Mera
alanlarında, büyükbaş/küçükbaş hayvanlara verilen yer kadar arıların da yer
bulması gerekmektedir. Arıların tozlaşmayla doğaya olan katkısı düşünüldüğünde;
arıları ve arıcılığı mera alanlarından ayrı düşünemeyiz.
Dünyamız her
geçen gün doğal kaynakların yok edildiği ve var olanların da tahribata uğradığı
bir süreci yaşamaktadır. Günümüzde iklimi değişikliklerinin ve doğal
kaynaklarımızın kaybolmasının yarattığı ekonomik zararları millet olarak yavaş
yavaş hissetmekte olduğumuzu görebilmekteyiz.
Bal arıları;
bal, polen arı sütü, arı zehri, propolis vb. gibi arı ürünleri üretimi ile
insan sağlığı ve beslenmesinde dolayısıyla da ekonomimize çok önemli bir katkı
sağlamakta, tozlayıcı olarak döllemede oynadıkları önemli rol ile doğal
dengenin korunması ve verim artışı ile üretilen bu ürünlerin kat be kat üstünde
değeri doğaya katmaktadırlar.
Arıların
ürettiği ve şifa kaynağı olan bal; yapısı gereği üretildikten sonra herhangi
bir kimyasal işleme tabi tutulmadan insan tüketimine sunulan ender doğal
ürünlerden birisidir. Balın güvenilir ve kaliteli bir şekilde tüketiciye
ulaştırılması çok önemlidir. Bal arıları doğal dengenin ve ekosistemin en
önemli halkalarından birini oluşturmaktadır.
Arıcılık sektörü stratejik bir
öneme sahiptir. Eğitim ile beslenme gelecek nesillerimiz için belirleyici bir
unsurdur. Doğal bal üretmek ve bala sahip çıkmak arıcının sorumluluk
anlayışının bir gereğidir. Doğal balın kesintiye uğratılmadan pazarlanması
Arıcılarımızın temel hedefi olmalıdır. Bal; piyasada hak ettiği fiyatta
pazarlanmalıdır.
Bugün burada olmamızı sağlayan
arılarımızın doğadaki mücadelelerine baktığımızda;
Bitkilerde
tozlaşma; döllenmeyi sağlayan ilk harekettir ve ürünün miktarını belirleyen en
önemli faktördür.
Günümüzde,
tarımda yoğun pestisit kullanımı sonucu yabani polinatörlerin sayısının önemli
ölçüde azaldığı bilinmekte, bu durumda da yegane tozlayıcı ajan bal arıları ön
plana çıkmaktadır. Ancak, özellikle neonikotinoid grubu pestisitler Avrupa’da
yasaklanmış olmasına rağmen, toksik etkisi yüksek olan bu tarımsal ilaçların
ülkemizde pervasızca kullanılması arılarımız için zulüm ve içler acısı bir
durumdur.
Çukurova ve
Marmara bölgelerinde arı ölümlerinin ortadan kaldırılmasını ve ülkemizde
kullanılan bu tür ilaçların kullanımının dünya ölçeğine çekilebilmesini
bekliyor ve bunun için Türkiye Arıcılar Birliği olarak elimizden geleni yapmaya
çalışıyoruz.
Bu itibarla,
arılarımızı koruyarak hem sağlığımızı hem de doğayı ve geleceğimizi korumuş
olmanın bilincine vararak, arıcılık mesleğini gençlerimize bir iş ve karlı bir
uğraş olarak benimsetmek ve sevdirmek için de çeşitli aktiviteler ve eğitim
çalışmaları yapma konusunda giderek daha çok çalışmamız gerektiği kanaati
içindeyiz.
Birlikler
olarak, Merkez ve Taşra teşkilatlarımız vasıtası ile arıcılarımızı
bilinçlendirmek, sorunlarını çözmek ve arıcılıkta verim ve kalitenin
artırılmasını sağlamak, bal standardının geliştirilmesi ve arı ürünlerinin en
güvenli şekilde tüketime sunulabilmesi için her türlü eğitim ve saha
çalışmalarına gerekli önemi vererek, projeli çalışmalarımızla arıcılığın
hizmetindeyiz.
Çocuklarımızı doğal çevrede
büyütebilmek ve yarınlara güzel bir gelecek bırakabilmek için arılarımızı
yaşatmak zorundayız.
Üreticilerimizden
tüketicilerimize kadar herkese,
Sağlıkla ve Arılarla kalınız…
Ziya ŞAHİN
TAB Yönetim Kurulu
Başkanı
|