Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, arıcılık sektörünün sıkıntılarını çözecek iki projenin yakında hayata geçeceğini söyledi. Çalışmaları 2017'de başlayan ve 2020'de sonuçlanması beklenen Türk Balı Kimliklendirme projesi ile kalitenin artacağını söyleyen Şahin, sözleşmeli arıcılık projesi ile de merdiven altı üretimin önüne geçilerek arıcının hakettiği değeri almasını istediklerini vurguladı.
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ile 2017 yılında Türkiye'de ticareti yapılan balları kimliklendirilmesi için projelere başlandığını söyleyen Şahin, "Türkiye'de bu ana kadar hangi balın iyi olduğuna dair bir çalışma yapılmadı. Biz bunlar için adım atıyoruz. Bilimsel bir altyapı oluşturmaya çalışıyoruz. "Kimliklendirme projesinde, bölgeler arasında farklılıklar belirlenecek. Kalite netleşecek. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesindeki bilim insanlarımızın hazırladığı proje çerçevesinde 4 araştırma labotuarında çalışmalar yapılıyor. 2020'de Türk balı kimliklendirilmiş olacak. Türkiye'deki pazara kanalize olan kestane, narenciye, ayçiçeği ve pamuk ballarımız proje bittiği zaman kodekse dahil olacak. Merdiven altı üreticileriyle, gerçek üretici arasında farkındalık oluşacak. Tüketici ne tükettiğini görecek" dedi.
TAGEM'e 4 yıl önce sunulan Türk Çam Balı'nın Kimliklendirmesi Projesi'nin de mayısta sonuçlandırılacağını açıklayan Şahin, "1.5 milyon TL bütçeli bir proje oldu. %70'i destek %30'u birlik özkaynağı. Türkiye'nin dışarıya bal satma şansı var. Çam balıyla ilgili sıkıntılarımız bu proje sonlanınca bitmiş olacak" ifadesini kullandı.
Türkiye'de ilk kez 2017'de düzenlenen Apimondia Uluslararası Arıcılık Kongresi'nde, Türkiye arı ırkları ve ballarının tanıtıldığını belirten Şahin, "Kongre bize Türkiye'deki balların kalitesinin dünyanın gerisinde olmadığını gösterdi" diye konuştu.
Sözleşmeli modelle arıcılık kontrol altına alınacak
Geçen yıldan beri ‘Sözleşmeli Arıcılık Projesi' üzerine çalıştıklarını söyleyen Şahin, pazarda tekelleşme ve kaçak üretimin bu proje ile önüne geçmeyi düşündüklerini belirtti. Şahin, "2015'ten beri Tarım Bakanlığı'na ‘ballarımızı kayıt altına alın' diyoruz. Kayıt altına alırsak merdiven altı üretim son bulacak. Arıcıların ürettiği ballar satış aşamasında kontrol altına alınacak. Sözleşmeli modelde, her birlik merkezle irtibatta olup, birliğin deposunda olan mallar firmayla sözleşme yapılıp maliyetleri artı %15 fiyatla satılacak. Tekelleşme kalkacak. Üretici ve tüketici zarar etmeyecek" dedi.
Ekotip çalışmasıyla arı ırkları korunacak
Dünya'nın en çeşitli arı ırklarının Türkiye'de bulunduğu, ancak ırk ve ekotiplerin korunmadığını kaydeden Şahin, 2018'de koruma projesi için TAGEM'e başvuracaklarını ve 3 milyon TL bütçeli projeyle 6 ekotip çalışacaklarını söyledi.
Bakanlık gezginci arıcıya mazot desteği vermeli
Kovan başına 10 TL destek verildiğini belirten Şahin, 4 yıldır desteğin aynı fiyatta kaldığını söyledi. Ziya Şahin, "Bu konu da sitemimiz var. Birlik olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na kovan başı 25 lira teklif ettik. Arı tarım için toprak, gübre kadar önemli. Tarıma destek veriliyorsa, arıya da destek verilmeli. Meralarda sürdürebilirlik arıyla sağlanabilir. Tarladaki çiftçiye mazot desteği veriliyorsa, gezginci arıcılarımıza mazot desteği verilmeli. Bu kapsamda ciddi bir talebimiz var" diye konuştu. Balın maliyetinin kilogram başı 14-16 lira arasında olduğunu açıklayan Şahin, arıcıdan alış fiyatının 10 lira civarında olduğunu söyledi. Şahin, "Balın raf fiyatı yüksek. Profesyonel arıcılarımızın banka krediyle dönüyor. Yaş ortalaması 55'e yükseldi. Fiyatlar nedeniyle kimse yatırım yapamıyor. Genç nesili bu mesleğe kanalize etmek için finansal imkanlar oluşmalı" dedi. |