Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı
Şemsi Bayraktar, arıcılığın Türkiye’de dev bir sektör haline geldiğini
bildirerek, “Çin’in ardından bal üretimde dünyada ikinciyiz. Toplam 84 binden
fazla işletme, 7,9 milyonu aşkın kovanda 105 bin 727ton bal üretiyor” dedi.
Bayraktar, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı
açıklamada, bal arılarının bitkiden bitkiye konarak yaptığı tozlaşma ile
ekosistemin devamlılığını sağladığını, arılar olmadan ekosistemin olamayacağını
belirtti. Ülkemizde arıcılığın, çok fazla sermayeye, tarım arazisine gerek
duymadan yapılabilecek, genç çiftçilerle kadın çiftçilerimizin yanı sıra,
köylerimizde kalan yaşlı nüfusun da uğraşı alanı olabilecek bir faaliyet alanı
olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Son yıllarda önlenemeyen kırsaldan kente göçü
önleyecek faaliyetler içinde arıcılık da bulunmaktadır. Arıcılığa yapılan
yatırımların diğerlerinden farklı bir özelliği de yatırım tutarı düşük kalması
ve yatırım için gerekli tüm ekipmanların yurt içinden karşılanabiliyor
olmasıdır. Bundan dolayı, arıcılıkta dışa bağımlılık bulunmamaktadır. Arıcılık
aynı zamanda insanımıza bal, polen gibi sağlıklı ürünler sağlayan bunun yanı
sıra ihracatta da önemli getirisi olabilecek potansiyeli bulunan bir
faaliyettir. Ülkemiz doğal yapı ve nektar kaynakları bakımından çok zengindir.
Büyük bir arıcılık potansiyeline sahiptir. Ülkemizin topoğrafik yapısından
kaynaklanan farklı yükseltilerin bulunması, değişik iklim bölgelerine sahip
olması, sanayi ve yerleşim yerlerinde uzak, kimyasal ilaç ve gübre kullanımının
olmadığı işlenmeyen tarım alanlarının, mera ve çayırlıkların fazlalığı
Türkiye’ye arıcılık bakımından büyük avantajlar sağlamaktadır. Türkiye, bitki
çeşitliği bakımından da çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Çeşitlilik içinde
arıcılık açısından önem arz eden bir diğer olay da ülkemiz bitki örtüsünde,
yalnızca belirli bölgede yetişebilen, yöreye özgü, endemik bitkilerin oranının
yüzde 30’un üzerinde olmasıdır.”
DÜNYA BAL ÜRETİMİNDE İKİNCİ SIRADAYIZ
Bayraktar, 1,5 milyon tondan fazla dünya bal
üretiminin yüzde 30,6’sını Çin’in ürettiğini, Türkiye’nin, Çin’in ardından
yüzde 6,85’lik pay ile ikinci sırada bulunduğunu,ülkemizi yüzde 5,35 ile ABD,
yüzde 5,03 ile İran, yüzde 4,96 ile de Rusya’nın izlediğini bildirdi.
KOVAN BAŞI VERİM ÇOK DÜŞÜK
2016 verilerine göre ülkemizde arıcılıkla uğraşan
işletme sayısının 84 bin 47 olduğunu, 7 milyon 900 bin 364kovanda 105 bin
727ton bal üretildiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Türkiye’nin arıcılığa her yönden uygun olması,
arıcılığın gelişimini olumlu yönde etkilemiş, 2000-2016 döneminde kovan sayısı
4,3 milyondan 7,9 milyona, bal üretimi ise 61 bin tondan 106 bin tona
yükselmiştir. Buna karşın, hala kovan başına bal verimi ortalama 13,4
kilogramla düşük kalmaktadır. Çin’de bu rakamın, 50,1 kilogram olduğu
düşünüldüğünde ülkemiz verimindeki yetersizlik net olarak görülmektedir
2,2 MİLYAR DOLARLIK DÜNYA BAL İHRAÇ PAZARINDAN YÜZDE
1,1 PAY ALIYORUZ
Dünya bal ihraç pazarının 2,2 milyar dolar olduğunu
belirten Bayraktar, dünya üretiminde ikinci sırada yer alan bir ülkenin bu
pazardan yüzde 1,1 pay almasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Bayraktar,
“ihracat bakıldığında yüzde 12,9 ile Çin ilk sırayı alıyor, bunu yüzde 8,95 ile
Yeni Zelanda, yüzde 7,31 ile de Arjantin izliyor. Biz ürettiğimizin sadece
yüzde 3,4’ünü ihraç ediyoruz. Bunu mutlaka artırmamız, ihracatta da ilk
sıralarda yer almamız lazım” dedi.
DÜNYA’DA 33 ÜLKEYE BAL İHRAÇ EDİYORUZ
Bu kadar büyük üretimimize rağmen bal ihracatımızın 3
bin 623 tonda (14,9 milyon dolar) kalmasının potansiyelimize göre çok az
olduğunu ifade eden Bayraktar; açıklamasında, “dünyada 33 ülkeye bal ihraç
ediyoruz ama bu ihracatın yüzde 81’ini ABD, Almanya ve Suudi Arabistan’a
yapıyoruz. Diğer ülkelerdeki pazar paylarımızı artırmamız elzemdir. Bal
ihracatımızda ilk sırayı yüzde 36,75 ile ABD almakta, bunu yüzde 36,5 ile
Almanya, yüzde 7,73 ile de Suudi Arabistan izlemektedir” bilgisini verdi.
İLLER ARASINDA ORDU BİRİNCİ, MUĞLA İKİNCİ, ADANA
ÜÇÜNCÜ SIRADA
Bayraktar, şunları kaydetti:
“İller arasında bal üretiminde ilk sırayı 16 bin 278
tonla Ordu alırken, Muğla 15 bin 875 tonla ikinci, Adana 9 bin 477 tonla
üçüncü, Aydın 3 bin 958 tonla dördüncü, Mersin 3 bin 252 tonla beşinci,
Balıkesir 3 bin 105 tonla altıncı, Sivas 2 bin 861 yedinci, İzmir 2 bin 742
tonla sekizinci, Van 2 bin 408 tonla dokuzuncu, Antalya 2 bin 394 tonla onuncu
sırada bulunuyor.Toplam bal üretiminin yüzde 39,7’si Ordu, Muğla ve Adana’da
üretildi.
Ülkemizde çoğunlukla gezginci olarak yapılan
arıcılıkta, arıcılarımızın büyük bir kısmı arılarını Akdeniz ve Ege
bölgelerinde kışlatmakta ardından Mayıs ayında İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu’ya götürmektedirler. Arıcılarımızın bir kısım çiçek balı için Sivas,
Erzurum, Muş, Bingöl ve Bitlis’e, ayçiçeği balı için Trakya ve Ege Bölgelerine
gitmektedirler.”
Ülkemizde bakir denilebilecek uygun floraların
bulunmasının organik bal üretimi için de büyük avantajlar sağladığını
vurgulayan Bayraktar, “kimyasal katkı maddelerinden ve şeker katkısından uzak,
tarımsal ilaçlama ve kimyasal gübrelemenin yapılmadığı ortam zorunluluğu şartı,
ülkemizin pek çok yöresinde organik bal üretiminin yapılabileceğini
göstermektedir” dedi.
SORUNLAR VE YAPILMASI GEREKENLER
Bu olumlu göstergelere rağmen arıcılığın eğitim,
pazarlama, örgütlenme, damızlık, kalite kontrol başta olmak üzere sorunları
bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Arı üreticilerinin birlikler yada kooperatifler
şeklinde gelişmiş ülkeler seviyesinde örgütlenememesi ve mevcut örgütlerin de
yeterince güçlü olmaması pazarlamada soruna neden olmaktadır. Hastalık ve
zararlılara karşı bilinçsizce ilaç kullanımının balda kalıntıya neden olması,
Merdivenaltı üretilen sahte balların denetimlerinin tam anlamıyla yapılamaması,
Kaçak bal girişlerinin önlenememesi sorunlardan bazılarıdır. Arıcıların,
ürettiği balın yanı sıra katma değer sağlayan polen, arı sütü, propolis gibi
diğer ürünlerin de üretebilmesi için teşvik edilmesi, Arıcılar modern arıcılık
konusunda eğitilmeli, yeni arıcılığa başlayanlar için kurslar açılması, genç
çiftçilerin desteklenmeye devam edilmesi,
Bal, polen, propolis, arı sütü, tüketiminin
yaygınlaştırılması için tüketicilere yönelik çalışmaların yapılması,
Bölge şartlarına uygun ana arıların üretilerek
arıcılara dağıtımının sağlanması, Organik bal üretiminin artırılması için
üreticiye verilen desteklerin artarak devam etmesi gerekiyor”. |