Ancak arılardaki el tercihi, insanlardan farklı olarak
geniş bir popülasyonda görülmüyor. Fakat bireysel arılar, sola veya sağa
yönelmeyi eşit oranda tercih ediyorlar ve bazıları hiç tercih yapmıyor.
Avustralya’daki Queensland Üniversitesi’nde bulunan
araştırmacılar, yaptıkları testlerde arıların sola veya sağa uçmayı tercih
ettiklerini bulmanın yanı sıra, arıların küçük ve geniş delikleri ayırt
edebildilerini ve daha geniş (ayrıca muhtemelen daha tehlikesiz) deliklerin
içinden uçmayı tercih ettiklerini keşfettiler.
Sinirbilimci ve mühendis olan Mandyam Srinivasan şöyle
açıklıyor: “Bazı arılar sol tarafa karşı güçlü bir eğilim gösteriyor, diğerleri
de sağa karşı güçlü bir eğilim gösteriyor ancak geriye kalanlar zayıf bir
eğilim gösteriyor veya hiç eğilim göstermiyorlar.”
Takım, arıların hangi elini daha fazla kullandığını
belirlemek için yiyecek arayan 102 arıyı takip etti. Arılara, birbirinden ayırt
edilmeleri amacıyla farklı boyalar sürüldü.
Arılar daha sonra 120 santimetreuzunluğundaki bir tünele konuldu. Tünelin ucunda bir besleyici bulunuyor,
ortasında ise araştırmacıların boyut ve oran bakımından birbiriyle
değiştirebildikleri iki farklı delik içeren bir engel yer alıyordu.
Deliklerden biri diğerinin iki katı kadar geniş olduğunda,
arılar yüzde 80 oranında geniş deliği tercih ettiler.
Fakat delikler aynı boyuta ayarlandığında işler
ilginçleşti. Arıların yaklaşık yüzde 55’i, tünel boyunca gerçekleştirdikleri en
az 10’dan fazla uçuşta herhangi bir delik tercihi yapmadı. Geriye kalan yüzde
45 oranındaki arının yarısı sol tarafı, diğer yarısı ise sağ tarafı tercih
etti.
Tercih yapan arıların eşit olmayan deliklerden geçmesi
sağlandığında işler daha da ilginçleşti. Eğer bir arının tercih ettiği taraf
daha küçükse, hangi delikten (yani sevdiği taraftan mı yoksa daha geniş olan
taraftan mı) geçeceğine karar vermesi daha uzun sürüyordu.
Aksine, eğer arının sevdiği taraf daha geniş olan tarafsa,
seçim yaparken geçen süre daha kısa olmuştu.
Böcekler, el tercihi sergileyen ve sayıları giderek artan
hayvanların arasına katılıyor. Al yanaklı maymunlar, sıçanlar ve ipek maymunlar
da bu özelliği gösteriyorlar. Ayrıca bazı diğer böceklerde de bu özellik var.
Yabanarıları, dönüşlerde yön tercihi yaptıklarını; tekil
çekirgeler, bir boşluktan karşıya geçerken uzattıkları bacaklarda tercih
yaptıklarını göstermişlerdi.
Çekirgeler için bu durum, bir eylemi gerçekleştirirken
geçen hesaplama süresini azaltma mekanizması olabilir. Fakat bu özellik bütün
bireylerde görülmediğinden, söz konusu açıklama tercih göstermeyen çekirgeler
için geçerli olmayabilir.
Queensland Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, elde
ettikleri sonuçların, arı kümesinin en iyi uçuş stratejisi hakkında fikir
verebileceğine inanıyorlar.
Araştırmacılar tezlerinde şöyle yazıyor: “Basitleştirilmiş
bir senaryo düşünelim. Bir arı grubu var ve sık dalların bulunduğu bir yerden
geçmek istiyorlar. Söz konusu yerde iki açık geçit var.”
“Eğer arıların hepsi sola eğilmeyi tercih etseydi, bu
durum zararlı olurdu çünkü bu türden bir popülasyon eğilimi, bütün bireylerin
sol taraftaki geçitten uçmaya çalışmasına, bu sırada birbirlerine engel olup
yavaşlamalarına yol açar ve arı kümesinin çalılıktan geçişini tehlikeye
sokardı.”
“Bu durumda, sağ taraftaki geçit hiç kullanılmaz ve
böylelikle ziyan edilirdi. Diğer taraftan, arılarda hiç eğilim bulunmaması da
faydalı olmazdı çünkü bu iki geçit eşit olmayan boyutlardaysa, eğilimi
bulunmayan arılardan oluşan bir grup daha geniş geçitten geçmeye çalışır, fazla
kalabalık oluşmasına yol açaır ve süreci yine yavaşlatırdı.”
Popular Science'de yer alan habere göre, Srinivasan’ın
laboratuvarındaki önceki araştırmada, kuşların uçuş ortasında çarpışmamasının
sebebinin, her zaman sağ tarafa dönerek birbirlerinden güvenli şekilde
kaçınmayı başarmaları olduğu bulunmuştu. Bu araştırma, uçaklar için otomatik
hale getirilmiş, çarpışma karşıtı sistemler geliştirmede kullanılabilir.
Diğer taraftan Srinivasan’ın söylediğine göre, arılarla
yapılan bu yeni araştırma dronları idare etmek amacıyla sistemler geliştirmeye
yardımcı olabilir. Yani uçak türü dronlar için.
Araştırma PLOS One bülteninde yayınlandı. |