Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Levent Aydın, arı ölümlerinde iklim değişikliğinin büyük rolü
olduğunu söyledi.
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi ve Bursa
Veteriner Hekimler Odası tarafından meslek içi eğitim semineri düzenlendi. 2
gün süren teorik ve tatbiki eğitimlerde 29 veteriner hekim adayı bulundu.
Maksatlarının kovan muayenesi, numune alımı ve gerektiğinde basit analizleri
yapabilmeyi öğretmek olduğunu belirten Prof. Dr. Levent Aydın, "Arı
ölümlerinde bölge bölge bakmak gerekiyor. Örneğin Çukurova taraflarında başlıca
sebep zirai ilaçlar. Diğer bölgelerde mantar hastalığı kaynaklı. Ancak değişen
iklim şartlarına rağmen arıcılar eski sistemlerle bakım yapıyor. Çok sert
yazlar yaşamaya başladık. Sert yazlar demek, arıcılıkta sert ölümler demektir.
İlkim değişikliklerin büyük etkisi vardır. Bakımlarımız bildiğimiz klasik
yöntemlerle olduğu için ölümler çok oldu. Artık daha detaylı ve yoğun bakımları
gerekiyor. Daha sert kış ve yaz yaşıyoruz. Bunlarla birlikte gelen virüsler de
bu ölümlere sebep oldu" diye konuştu.
"Geçtiğimiz yıl yaşadığımız kayıplar bize ders
oldu"
Geçen sene 3 milyon civarında koloni kaybettiklerini
belirten Prof. Dr. Levent Aydın, "Bu bize bir ders oldu. Bu tip kayıpların
iyi yönü ise dirençsiz arılar gitti. Dirençli arılar kaldı. Ama Türkiye gibi
dünya ikinci olan bir ülkede bu kadar çok kayıp çok hoş bir şey değil. Bakım
şartlarını daha iyileştirmemiz gerekiyor. Kış mevsimine girerken bakımları
sonbaharda mutlaka yapmamız gerekiyor. Arabaların yüz bin bakımı nasılsa,
arılarında 10 bin bakımı bu kadar önemlidir. Son yıllarda yapılan en büyük
hata, doğudaki arıları güneye taşıyorlar. Arının kış ayını da görmesi
gerekiyor. Bununla ilgili gelişmeleri ve yapılması gerekenleri bizler bir rapor
haline getirdik. Değişen şartlara uygun bakım yapılması arıcılık sektörünü çok
daha verimli hale getirecektir" şeklinde konuştu.
"Arıcılık Türkiye'de yükselen bir değer"
Türkiye'de 60 bin profesyonel arıcı olduğunu ifade
eden Prof. Dr. Levent Aydın, "Bunlara tek tek ulaşmamız imkansız. Biz
danışmanları eğiteceğiz, danışmanlar da arıcıları eğitecek. Dünyada ikinci arı
üreticisi olmamıza rağmen bal ihracatında maalesef gerilerde kalıyoruz. Son yıllarda
arıcılık artık Türkiye'de yükselen bir değer olmaya başladı. Halkımız artık her
arı türünü tanıyor. İnsanların hastalıklardan korunmasında da kullanılmaya
başlandı. Alternatif tıp olarak bile arının kullanımı başladı. İnsanlarımız
balın şekerlendiği zaman sahte bal olduğunu düşünürler. Ancak, kestane ve çam
balı dışında bütün ballar şekerlenip donabilir. Bu sahte olduğunu göstermez.
Tüketici bunu alıp sıcak suda eritir. Eritmelerine gerek yok. Balın içerisinde
bulunan şeker sağlıklıdır. Donmuş veya şekerlenmiş bal rahatlıkla yenebilir.
Ancak bal buzdolabına konmaz. Metal balın özelliğini bozar" dedi. |