BULAŞMA VE YAYILMA
Bu hastalığa neden olan bakteri
doğada nemli toprakta, bitkilerde durgun sularda ve bataklıklarda bulunur.
Çeşitli yollardan arının trake sistemine girer ve buradan kan sıvısına girerek
hastalık yapar. Hastalık özellikle havalandırması yetersiz ve yüksek nem
bulunan kolonilerde görülür. Ayrıca yoğun bir şekilde yapay gıdalarla beslenen
arılarda ortaya çıkar.
BELİRTİLERİ
Septisemiye yakalanan arılar
hızla ölürler. Kan sağlıklı arılarda kan solgun sarımtırak renkte iken hasta
arılarda açık kahverenginden tebeşir beyazına dönüşür. Hastalığa yakalanan
arılarda kaslar hızla refleks kaybına uğrar, uçma yeteneği kaybolur, besin
tüketimi durur, koloni zayıflar. En yüksek ölüm düzeyi bulaşmadan 20-36 saat
sonra görülür. Ölen arılar ele alındığında baş, göğüs, kanat ve bacak gibi
vücut kısımları hemen ayrılır. Ölü arılarda kokuşma görülür.
KORUNMA VE KONTROL
Koloniler güneş alan ve hava
akımı olan arılıklarda tutulmalıdır. Arılık yeri nemli olmamalı ve kovan içinde
nem birikmemelidir. Arılar üzerinde stres yapabilecek uygulamalardan
kaçınılmalıdır. Varroa ve nosema ile mücadele edilmelidir. Yoğun yapay
yemlemelerden kaçınılmalıdır.
TULUMSU YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ
Etmeni:Marator aitatulas
Etmeni normal mikroskopla
görülemeyen bir virüs olup bu hastalık torba çürüklüğü olarak da adlandırılır.
Hastalık henüz ülkemizde görülmemekle birlikte komşularımız olan,Yunanistan,Ermenistan,İran
ve Gürcistan'da infeksiyon mevcuttur.
YAŞAM SÜRECİ
Larvalar bu virüsü, işçi arıların
yavru gıda bezlerinden gelen bulaşık salgılarla vücutlarına alırlar. Kuluçka
süresi 6-7 gün kadardır. Hasta larvalar, yavru gözleri sırlandıktan kısa bir
süre sonra pupa haline geçmeden ölürler. Virüs, larvanın deri değiştirme
düzenini bozduğu için eski deri baş kısmından kopamaz ve iki deri tabakası
arasında bir miktar sıvı toplanır. Bunun sonucunda baş bölgesi şişkin hale
gelerek kıvrılır, vücut adeta tuluma benzer bir görünüm alır.
- Hastalığın yayılmasında kovanı
şaşıran erkekler önemli rol oynar.
- Bulaşma, daha çok yavru
döneminde yani mevsim başında görülür ve daha sonra kaybolur.
- Hastalık, arıcının hiçbir
müdahalesi olmadan yaz aylarında tamamen ortadan kalkabilir. Bulaşık
kolonilerde kışın yavru bulunmadığı dönemlerde bile virüs çoğalmasına devam
edebilir.
BELİRTİLERİ
- Virüsü taşıyan ergin arılarda
hastalık belirtilerine rastlanmaz. Ancak hasta koloniler zayıflar ve bal
veriminde düşüş görülür.
- Hasta larvalar pupa dönemine
geçmeden ölür.
- Ölümler açık gözlerde az,
sırlanmış gözlerde daha fazladır.
- Ölü larvalarda petek gözüne
yapışma olmadığı için kolaylıkla çıkarılabilir.
- Larva gömleği ile vücut
arasında berrak, yeşilimsi bir sıvı vardır.
- Larvanın rengi başlangıçta
beyazdır. Hastalık ilerledikçe saman sarısı ve griye dönüşür. Ölü larvanın
rengi gri siyahtır. Daha sonra vücut kurur ve L harfi şeklinde gözün içinde
sertleşir.
KORUNMA VE KONTROL
- Bir virüs hastalığı olduğundan
ilaçla tedavi yöntemi yoktur. Koloniler hastalığı kolayca yenebilir.
- Ana arısı değiştirilerek
kuluçka kısa bir süre içinde olsa durdurulur. Bu arada kovandaki hastalıklı
larvaların işçi arılarca tamamen temizlenmesi sağlanır. |