Ankara Üniversitesi'nden (AÜ) bilim adamları, tüm canlıların yanı sıra özel bir yere sahip olan arıları mevcut ve olası hastalıklardan korumak için harekete geçti. Arı popülasyonunda önemli bir noktada olan Türkiye'de ilk arı laboratuvarı Ankara Üniversitesi'nde kuruldu. Laboratuvar "Vet-Arı" adıyla Veteriner Fakültesi içerisinde, "Bal arısı bağırsak mikrobiyotasının probiyotik olarak geliştirilmesi ve nosema spp enfeksiyonu sağaltımında alternatif bir uygulama olarak değerlendirilmesi" açılımlı proje kapsamında oluşturuldu. Laboratuvar hakkında bilgi veren AÜ Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ender Yarsan, "Türkiye dünyada arı varlığı ve kovan açısından 3.-4. sıralarındayız. Türkiye'de arıcılık hem sosyal hem ekonomik hem de sağlık açısından çok önemli. Bu durum karşısında arıları tehdit eden hastalıklarla mücadele için laboratuvarımızı kurduk" dedi.
SADECE BAL YAPMIYORLAR Yarsan, arıların sadece bal yapmadığını, taşıdıkları polenlerle 130 bin farklı bitki türünün üremesini sağladığını belirterek, "Ancak arıları tehdit eden ciddi hastalıklar var. Türkiye olarak bunların önüne geçmek için adım atmış olduk" ifadesini kullandı. Yarsan, "Türkiye'de arı popülasyonunun devamlılığı için önemli çalışmalar yapacağız. Örnek olarak arıların bağırsaklarından elde edilen yararlı mikroorganizmalarla probiyotik üretimi için çalışmalara başladık" diye konuştu.
KİMYASALA KARŞI Rektör Prof. Dr. Erkan İbiş ise arı ürünlerine karşı toplumda hep "doğal mı?" sorusunun akla geldiğine işaret ederek, kimyasallara ve sahte ürünlere karşı alternatif yöntemler ve farkındalık oluşturulması gerektiğini söyledi. Rektör İbiş, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) destekli söz konusu proje ile laboratuvarda 5 ayrı arı ırkından elde edilen verilerle birçok arı hastalığının tedavi edilebileceğinin altını çizdi. |
|
|