Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, arı sokması sonucu, anafilaksi adı verilen öldürücü olabilen şiddetli alerjik reaksiyonların görülebileceğini söyledi. Doğada bulunan bütün arı ve böcek türlerinin alerji yapabileceğini bildiren Çetinkaya, özellikle bal arısına ve yaban arılarının bir çok türüne dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Arı sokması olduğunda, eğer sokan arı bal arısı ise iğnesi deride kalır, bu iğneyi sıkmadan çıkarmalıyız ki daha fazla zehir dokuda kalmasın. Sonra da iğnenin yerine buz koyup zehrin emilimini azaltmalıyız. Küçük bir şişlik olmuşsa başka bir şeye gerek yok. Şişlik büyükse veya anafilaksi yani şiddetli alerji oluşmuşsa hemen hastaneye gitmek gerekiyor. Arıların sokması sonucu iğnenin battığı yerde küçük bir kızarıklık olabileceği gibi, bütün bir kolu, bacağı veya yüzü kapsayan şişlik de olabilir. Ayrıca birçok arının soktuğu ve arı zehrine bağlı alerji olmayan zehirlenme de görülebilir.” dedi. Anafilaksinin, aniden ortaya çıkan ve öldürücü olabilen şiddetli bir alerjik hastalık olduğunu belirten Çetinkaya, arı ve böceklerin zehirleri dışında anafilaksi için süt, yumurta, fındık, fıstık, badem, susam gibi yağlı yemişlerin, balık ve diğer deniz ürünlerinin, özellikle penisilin ve benzeri ilaçlar ile ağrı kesicilerin, film çekerken kullanılan maddelerin, kauçuk içeren tıbbi malzemeyle temasın, sebebi tam olarak bilinemeyen ve egzersize bağlı olabilen bazı durumların da risk faktörleri olduğunu ifade etti. Anafilaksinin belirtileri hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, şunları söyledi: “Bu belirtiler, deride yaygın kızarıklık ve kabarıklık olması, aşırı hapşırma ve burun akıntısı, nefes almada zorlanma ve hırıltı, baş dönmesi, dudaklar, dil ve boğazda şişme olması, kan basıncının düşmesi sonucu aniden yere yığılma, çarpıntı, bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısıdır. Kişinin bünyesi ne kadar çok alerjik ise anafilaksinin belirtileri de o kadar hızlı bir biçimde ortaya çıkar ve hastanın durumu o kadar ağır olur. Ancak, anafilaksi belirtilerinin bir kaç dakikadan bir kaç saate kadar değişen zaman diliminde ortaya çıkabileceğini de unutmamak gerekiyor.Bu belirtiler görüldüğünde, hasta hemen sırt üstü yatırılmalı, ağzı ve burnu temizlenmeli ve rahat nefes alması sağlanmalıdır. Anafilaksi tedavisinin temel ilacı adrenalindir. Eğer hastalar daha önceden hekimleri tarafından verilmiş hazır adrenalin iğneleri taşıyorlarsa bunun hemen uyluğun ön-yan tarafından uygulanması gerekiyor. Bu uygulamanın ardından veya adrenalin yapılamıyorsa hemen acil ambulans çağrılmalı ve en yakın sağlık kuruluşuna gidilmelidir. Anafilaksi, arı sokması sonrası oluşmuşsa arının iğnesi parçalanmadan çıkarılmalı ve yara yeri sabunlu suyla yıkanarak aralıklı buz uygulanmalıdır. Kan basıncı düşmüş olan hasta aniden ayağı kaldırılırsa ani ölümün meydana gelebileceği unutulmamalıdır. Anafilaksiden korunmak için; hastalar alerjik olduklarını bildikleri maddelerden uzak durmalı, üzerlerinde alerjileri olduğunu belirten bir kolye veya bilezik taşımalıdır. Ailenin bütün bireyleri, yakın arkadaşlar bilgilendirilmeli. Risk altında olan kişi bir çocuksa özellikle çok dikkat edilmeli, arkadaşları, öğretmenleri, kreş veya okul yöneticileri durumdan haberdar edilmeli ve özellikle alerji yapacak maddelerden uzak durma ve anafilaksinin belirtileri konusunda çocuklar eğitilmeli. Daha önceden anafilaksi geçirmiş veya geçirme riski olan çocukların aileleri mutlaka yanlarında hazır adrenalin enjektörü taşımalı ve gerektiğinde bunu kullanmayı öğrenmelidir. Arı alerjisi olanlar açık havada renkli ve açık elbiseler giymemeli. Çocukluk aşıları dahil tüm enjeksiyonlar mutlaka bir sağlık kuruluşunda yapılmalı ve enjeksiyon sonrası sağlık kuruluşunda en az 15-20 dakika beklenmelidir.” |
|
|