Allah (c.c) iki canlıya vahy etti! İnsan ve arı!
En doğal ve sağlıklı gıdalar arasında yer alması gereken doğal, “arıların” yapmış olduğu “Bal” kimlerin elinde ne hallere düşüyor. Özellikle “Çam balı” yiyenler nasıl bir anda “doymak bilmeyen obezlere” dönüşüyor? Bu soruların cevaplarını birbiri ardına sıralayarak gıda terörü hakkında halkımızı bilgilendireceğiz.
İlk haberler geçtiğimiz günlerde ulusal medyaya da yansıdığı gibi Adana, Hatay, Mersin, Sakarya gibi arıcılığın yoğun olarak yapıldığı bölgelerde “arıların toplu ölümleri” ile geldi. Dile kolay “2 ayda 50 bin kovandan fazla arı” telef oldu. Yaşayanlar ise küçük arılar oldukları için gelişimlerini dahi tamamlayamayacaklar. Bal arılarının 21 günde doğup 45 gün ömrü varken, en verimli çağında yok olup gitmelerinin altındaki sebep neydi?
Yasak Tarım İlaçları Hem Tarımı Hem Arıcılığı Bitiriyor
Yetiştiricilere göre sebep kullanımı yasak olan “tarım ilaçları”. Arıcılar Birlikleri birbiri ardına açıklamalarda bulunuyor, yaşanan sorunun krize dönüşmeden çözüme ulaştırılmasını istiyor. Bundan da önemlisi “Münbit Tarım arazileri”nin bulunduğu Çukurova kendini bilmez birkaç kişinin kullanıldığı yasak tarım ilaçları nedeniyle büyük risk altında bulunuyor. Yasaklanmış tarım ilaçlarının Çukurova’nın ayçiçeğine, mısırına atılması ile bu ilaçların 3 yıl boyunca toprakta kalabildiği bilinen bir gerçek. Bu ilaçların rüzgârla beraber kilometrelerce uzaklara taşınarak burada yerleşik kovanlardaki arıların ölümlerine neden olduğu da tüm çıplaklığı ile ortada. 6 bin ailenin arıcılıkla uğraştığı ülkemizde Sakarya’nın Akyazı, Karapürçek, Erenler, Söğütlü, Ferizli, Karasu ve Kocaeli Bölgeleri için de geçerli. Önlem alınmazsa kaybedilen arı kolonisi 100 binleri geçecek bir görüntü veriyor.
Bu noktaları haritada gözünüzün önüne getirdiğinizde, ortaya çıkan sonuç “Marmara Bölgesi”nden başlayarak Bolu sınırına kadar olan bölge ve “İç Anadolu Bölgesi”nin tamamen “tehdit altında” olduğu gerçeği gün yüzüne çıkmaktadır. İnsanın aklına bu ilaçlar neden kullanılır sorusu geliyor değil mi? Hemen açıklayalım. Bu ilaçlar, maalesef bilinçsiz bir şekilde fındık ağaçlarının altındaki otları kurutmak amacıyla kullanılmakta, bunun yanında Çukurova gibi bölgelerde portakal ağaçlarının bulunduğu noktalarda da kaçak olarak kullanıldığı yönünde iddialar var.
Mayıs Ayı Sonuna Kadar Yasak Getirilsin
Tarım ve hayvancılık doğal denge içerisinde birbirini etkileyerek devam eden sistemler bütünüdür. Eğer Mayıs sonuna kadar tarım ilacı kullanımının önüne geçilmesi mümkün olursa, bu durumda arıların toplu ölümleri de önlenecek. Bunun nedeni arıcıların Mayıs ayı başından itibaren daha yüksek bölgelere çıkmaları ve tarım ilaçlarının bu bölgelere ulaşmaması.
Arı Varlığını Yok Etmeyelim
Ülkemizin “arı varlığı”, özellikle uluslararası araştırmalarda da belirtildiği gibi yüksek verime sahip olması bakımından son derece önemli. Bu varlığımıza sahip çıkmak ise “milli bir görev”. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve ilgili kuruluşların yapacakları çalışmalarla bu konunun ivedi olarak çözüme ulaştırılması beklentisi içerisinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Çam Balı Adı Altında Mısır Şurubu
Bir diğer önemli konu ise “Çam balı”nda yaşanıyor. Çam balında doğal şekerden daha ucuz olduğu için kullanılan “mısır şurupları” ile kalp ve damar rahatsızlıklarında ülkemiz dünya sıralamasında üst seviyelerde.
Dünyada mısır şurubuna getirilen kotalara bakıldığında;
ABD % 2, Almanya % 8, Fransa % 5 oranında mısır şurubu kullanırken necip Türk milletine dayatılan % 15 oranın acil olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Bu oran ülkemizde doymayan obezler yaratmak için geliştirilen sinsi planların bir parçası olduğunu artık anlamalıyız. Bu ifadelerimize “Fenomen Maranki konuşuyor” diyenler çıkacaktır elbette. Ancak “mısır şurubu”ndan elde edilen “Fruktoz”un vücutta emilmesi ile karaciğere gelerek metabolize edilmek için insüline gerek duymadan hızla trigliseride dönüşerek “depo yağ” haline geldiğini, bunun da “obezite”, “diyabet”, “karaciğer yağlanması”, “yüksek tansiyon”, “kalp hastalıkları” gibi sorunlara yol açtığını söylemeyen uzman kalmadı! Şehir hastanelerinden belli değil mi?
Biz de yazalım dedik!
Belki bir duyan olur. Vesselam.
|