Düzce Üniversitesi (DÜ) Biyoloji
Bölümü Moleküler Genetik Laboratuvarında 50 ilden örnekler alınarak
Türkiye'deki arı çeşitliliği konusundaki gen çalışması, yerli arı ırklarının yok olma tehlikesiyle
yüz yüze olduğunu ortaya koydu.
DÜ Arıcılık Araştırma, Geliştirme
ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, AA muhabirine,
çalışmayla önemli veriler elde ettiklerini söyledi.
Arı ırkları konusunda geniş
soluklu bir çalışma yürütüldüğünü aktaran Kekeçoğlu, "Türkiye'nin 50
ilinden aldığımız arı örneklerini hem morfometrik hem de genetik bakımdan
incelemeye tabi tuttuk. Çalışmayı yapmaktaki ilk amacımız, Türkiye'deki arı
çeşitliliğini ortaya koymak. Hangi farklı ırklar var, bunlara ulaşmak ve göçer
arıcılık dediğimiz yöntemle yurt dışından gelen ırklarla Türkiye'deki ırk
çeşitliliğinin yok olma riskinin ne boyutta olduğunu tespit etmek
istedik." diye konuştu.
- "Biyoçeşitliliğimizi
bozmamamız gerekiyor"
Kekeçoğlu, arıcıların yurt
dışından getirdikleri arı ırklarıyla farkında olmadan Türkiye'deki ırk
çeşitliliğini bozduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Biz 50 ile gittik ve
arıcılarımızla görüşüp ırk örneklerini aldık. Arıcılarımız, 'Irkı nereden
aldın?' diye sorduğumuzda bize yurt dışından getirilmiş bir ırkın kartını
gösteriyor. Lütfen arıcılarımız bunu yapmasın. Türkiye olarak arı ırkları
açısından zaten yeterince bioçeşitliliğe sahibiz. Aslında tüm dünyanın gözü
bizim arı ırklarımızın üzerinde. Arı ırklarımız soğuk koşullara ve hastalıklara
dayanıklı. Küresel ısınma ciddi bir tehdit. Bizim arı ırklarımız küresel
ısınmaya karşı daha dayanıklı. Türkiye'de var olan ırklar çevre koşullarına ve
hastalıklara daha dayanıklı. Bu biyoçeşitliliğimizi bozmamamız gerekiyor. Yok
edersek arıcılığa da ciddi bir darbe vurmuş oluruz. Ülkelerin doğal arı ırkları
o yöreye uyumlu olan ırklardır. O bölgenin florasına, iklim şartına uygundur.
Dışarıdan getirilen ırk kısa vadede verim sağlar ama iklim şartına dayanamaz ve
ırk kaybını oluşturur."
Çalışmanın, "Türkiye'deki
arı ırklarının yurt dışından getirilen ırklar sebebiyle kirlendiğini, yok
olmakla yüz yüze olduğunu" ortaya çıkardığını anlatan Kekeçoğlu, "Bu
sonuçlar bizi gerçekten üzdü. Bir ülkenin en büyük zenginliği yerli gen
kaynaklarıdır. Yerli gen kaynaklarımızı iyi değerlendirirsek ileride hem
biyoçeşitliliği elde tutacağız hem de ıslah ve seleksiyonda daha fazla verim
alacağız." ifadelerini kullandı.
Kekeçoğlu, Türkiye'deki arı
çeşitliğinin zarar görmemesi ve korunması için arıcılara yurt dışından arı ırkı
getirilmemesi çağrısında bulundu. |