BEE’O Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur
Samancı, "Propolis ve arı sütü gibi ürünlerin henüz bir tebliği yok. O
yüzden bu ürünlerin yüzde 90’ı maalesef sahte. Tebliğin çıkması için
çalışıyoruz çünkü standardizasyon ancak böyle sağlanır. Biz, 'yerli ürün
üretelim' diye yola çıktık. Ülkemizde Çin propolisi satılmasın istiyoruz. Bunun
için işini doğru yapan yerli üreticiyi teşvik etmeliyiz." ifadelerini
kullandı.
Samancı, Güvenilir Ürün Platformu’nun düzenlediği Bal
Sohbetleri’nde, arı ürünleri sektörüne girişini, bal ve arı ürünlerinde yapılan
sahteciliği, yeni düzenlenen bal tebliğini ve doğru bilinen yanlışları anlattı.
Uzun bir süredir arı ürünleri üzerine çalışmalar yapan Aslı
Elif Tanuğur Samancı, son dönemde bağışıklık sistemini güçlendirmesi nedeniyle
dikkati çeken propolis ve arı ürünleri ile ilgili şunları aktardı:
"Propolis ve arı sütü gibi ürünlerin henüz bir tebliği
yok. O yüzden bu ürünlerin yüzde 90’ı maalesef sahte. Tebliğin çıkması için
çalışıyoruz çünkü standardizasyon ancak böyle sağlanır. Biz, 'yerli ürün
üretelim' diye yola çıktık. Ülkemizde Çin propolisi satılmasın istiyoruz. Bunun için işini doğru yapan yerli üreticiyi
teşvik etmeliyiz. Virüs süreci ile birlikte propolisin virüsler üzerine
etkisini inceledik. Yapılan araştırma sonuçlarına göre, propolisin bulunduğu
ortamlarda bu türe ait virüsler çoğalamıyor, çünkü, propolis bu virüslerin zarf
yapısını bozarak onların çoğalmasını engelliyor."
Samancı, sahte balı tüketicinin anlamasının mümkün
olmadığına işaret ederek, "Analiz yöntemleri bile sahtecilik karşısında
yetersiz kalabiliyor ve her yeni gün yeni bir sahtekarlık türü ile
karşılaşıyoruz. Eskiden glikoz, fruktoz katarlardı, şimdi maltoz katıyorlar.
İşte bu yüzden sözleşmeli arıcılığın önemini tekrar tekrar vurguluyoruz."
dedi.
Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’nde yapılan yeni değişiklikle
ham bal tanımının tebliğe girdiğini belirten Samancı, “Kristalleşen ve donan
ham balı görüntüsü nedeni ile tüketici sahte zannediyor ve almıyor. Bu nedenle
yıllardır firmalar bala pastörizasyon işlemi uyguluyor. Bu ısıl işlemle bal
daha saydam ve berrak bir görüntü kazanıyor, ancak besin değerlerini önemli
ölçüde kaybediyor. Artık üretici ambalajın üzerine balın ham bal olduğuna dair
ibare koyabilecek ve böylece tüketici ham bal ile ısıl işlem görmüş balları
ayırt edebilecek." değerlendirmesinde bulundu.
Samancı, arı sütünün katma değeri yüksek ve çok faydalı bir
ürün olduğunu aktararak, "Fiyatı ise çok pahalı. Yerli üretimi arttırmak
adına özellikle kadınları arı sütü üretimine yönlendirme projemiz var. Arı sütü
sabit arıcılıkla elde edilebiliyor; yani, bahçeye koyacağınız belli adet
kovanla evde oturan kadın ve genç kızlarımızın da ekonomiye katkısı
sağlanabilir. Kilosu 3-4 bin lira olan bu ürünlerin üretimi için üreticilere
malzeme desteği sağlıyor ve eğitimler veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
BEE’O Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur
Samancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"20 yılı aşkın süredir arı ürünleri üzerine
çalışıyorum. Ancak propolis ile tanışmamın çok ilginç bir hikayesi var. İlk
çocuğum, bağışıklık sisteminden etkilenen bir hastalık nedeniyle çok sık
ateşleniyordu. Uzun bir süre çare bulunamadı. En sonunda, tek tedavinin
bağışıklık sistemini güçlendirmek olduğunda karar kıldık. Propolis ve arı sütü
önerileri gelince, bu ürünleri aramaya başladık ve arıcılarımızın, Çin’den
gelen ürünlerle rekabet edemediği için yerli propolis üretmediklerini öğrendik.
Bir arıcı dostumuza rica ettik, o da bizim için üretti.
Literatürlerden yaptığım araştırmalarla, balmumuyla karışık sert formda olan
propolisin sıvı forma gelmesi gerektiğini gördüm. Kendi özütlediğim propolisi
çocuğuma vermeye başladıktan 6 ay sonra, bağışıklık hücrelerinin sayısı iki
katına çıktı. Ben bu doğal şifayı her çocuk her yetişkin tüketebilsin diye, bu
ürünler üzerine yoğunlaşarak girişimci olmaya karar verdim."
Samancı, İTÜ Arı Teknokent’te, yerli propolisin katı halden
özütlenerek sıvı formata dönüştürülüp satılması projesi ile çalışmalara
başladıklarını belirterek, "Amacımız, ürünlerimize hiçbir katkı maddesi
koymadan ve besin değerini bozmadan tüketiciye ulaştırmak oldu. Bugüne kadar da
bu şekilde amacımızdan sapmadan ilerledik. Bugün baktığımızda, Türkiye’nin en
büyük propolis, arı sütü, polen ve ham bal üreticisiyiz. 3 bine yakın
sözleşmeli arıcımız ve 400 bine yakın arı kovanımız var. 40’a yakın ürünümüz
ile 13 ülkeye ihracat yapıyoruz ve dünya genelinde 25 bin satış
noktasındayız." değerlendirmesinde bulundu.
- "Arıcılarımıza malzeme, ekipman, eğitim ve alım
garantisi veriyoruz"
BEE’O kurucusu Ziraat Yüksek Mühendisi ve Arıcılık Uzmanı
Taylan Samancı da şunları kaydetti:
"Arıcılarımıza malzeme, ekipman, eğitim ve alım
garantisi veriyoruz. Amacımız hem ülkemizde hem dünyada arıcılığı geliştirmek
çünkü arı olmazsa hayat olmayacak. Arıcılığın sürdürülebilir olması ve
kalkınması için Sözleşmeli Arıcılık Modeli’nde çalışıyoruz. Bu model sayesinde
Covid-19 nedeniyle 4-5 kat artan talebi karşılayabildik. Zaten sözleşmeli
arıcılığın özü bu: söz verdiğiniz ürünü almak. İhtiyacımız olmasa bile bu
ürünleri alıyoruz ve fiyatlarımız önceden belli."
. |